UYARI

DESTEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ... CLICK HERE TO SUPPORT.

Düğümün çözüldüğü yer: Adli Tıp

Faili meçhul cinayetler, kayıp cesetler, **********lar, sahte çekler, senetler, imzalar babalık testleri...

Küçük bir tükürük zerresi, bir saç teli, bir böcek larvasından elde edilen küçük ipuçlarıyla Adli Tıp Kurumu'nda binlerce karmaşık dosya çözülüyor.

istanbul Yenibosna'da en son teknolojiyle donatılmış laboratuvarlarda yapılan analizlerle karanlıkta kalan dosyaları gün ışığına çıkaran Adli Tıp Uzmanları, savcılık ve mahkemelere sundukları raporlarla adalete hizmet ediyor.


2006 yılında istanbul Yenibosna'daki 20 bin metrekarelik modern binasına taşınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, 646 personeliyle, istanbul'un ve Türkiye'nin adli tıp merkezi olarak hizmet veriyor. 7 ilde grup başkanlığı, 57 ilde de şubesi bulunan Adli Tıp Kurumu'nda, yılda yaklaşık 650 bin dosya gözden geçirilerek Türkiye'nin her yerindeki savcılık ve mahkemelere gönderiliyor. Adli Tıp Kurumu altı ihtisas dairesinden oluşuyor; Biyoloji, kimya, fizik, morg, trafik ve gözlem ihtisas daireleri.
Savcılık ve mahkemelerin yanı sıra Anadolu'daki şubeler de içlerinden çıkamadıkları vakaları istanbul'a gönderiyor. Adli Tıp Kurumu Başkanı Uzman Dr. Keramettin Kurt, "Burada Türkiye'nin en gelişmiş laboratuvarları var. En son çalışma burada yapılır ve onlara gönderilir. Geçen yıl istanbul'da incelenen dosya sayısı 97 bin 340'tı. Burada cumartesi, pazar ve resmi tatillerde bile çalışma devam eder. Eskiden ‘Adli Tıp'a dosya gittiyse unutun, bir sene kapağı açılmaz' derlerdi. Şimdi bir dosya ortalama bir ayda işleniyor ve geri gidiyor" diyor.

2004 yılında Avrupa Adli Bilimler Ağı (ENFSI) üyesi olunca kurumun uluslararası boyut kazandığına dikkat çeken Kurt, çalışmalarıyla Avrupalı uzmanları şaşırttıklarını anlatıyor.


Kafatasından kimlik tespiti

Morg ihtisas Dairesi'ne bağlı birimlerden belki de en ilg**** Yeniden Yüzlendirme Laboratuvarı. Burada kimliği belirsiz cesetler yeniden kimliğine kavuşuyor. Adli Tıp Uzmanı Dr. Sadi çağdır, iskelet haline gelmiş meçhul cesetlerin kafataslarını aslına uygun şekilde, kil veya plastilinle kaplayarak kimlik tespiti yapıyor. 1993 yılından beri Yeniden Yüzlendirme Laboratuvarı'nda 45 kafatası üzerinde çalışma yaptıklarını kaydeden Sadi çağdır, "Yaptığımız çalışmalardan sonra kişinin yüzü ortaya çıktığında hocalarımız bile inanamıyor. Yüzü meydana getirdikten sonra çektiğimiz fotoğrafları savcılığa gönderiyoruz. Bunlar kayıp yakınlarına gösterilerek kimlikler ortaya çıkarılıyor. Şu ana kadar 15 kafatasının kimliği, sadece bizim çalışmamızla tespit edildi" diyor.

Isparta'dan gönderilen kimliği belirsiz bir kafatasını yeniden yüzlendirerek kısa sürede kimlik tespiti yapan çağdır, bu vakayı ABD'deki bir kongrede de anlatmış...
"1999 yılı Temmuz ayında Isparta'nın Uluborlu ilçesi'nde toprağa gömülmüş halde bir ceset bulundu. Kime ait olduğu anlaşılamayan ceset, kimlik tespiti için bize gönderildi. Tek kurşunla göğsünden vurulan kişinin 25-30 yaşlarında bir erkeğe ait olduğunu belirledik. Ardından laboratuvarda kafatasını yeniden yüzlendirdik. Bu çalışma bittiği sırada Uluborlu'da savcılığa başvuran bir kadın, oğlu ibrahim Şener'in kayıp olduğunu söyleyerek, oğlunun fotoğraflarını ve daha önce hastanede çekilen filmlerini bırakmış. Savcının bize gönderdiği fotoğraf ve filmleri, elde ettiğimiz yüzle karşılaştırdık. Sonuç mükemmeldi. DNA analizi yapmaya bile gerek kalmadan öldürülen kişinin ibrahim Şener olduğunu tespit ettik. Kimliğin tespit edilmesiyle soruşturmayı derinleştiren savcı, Şener'in eşi G.Ş.'nin telefon kayıtları inceledi ve kadının cinayet tarihinden önce defalarca kuzenini aradığı anlaşıldı. ifadesi alınan G.Ş., kuzeninin yardımıyla eşini öldürdüğünü itiraf edince cinayet aydınlandı.


Biyolojide incelenen dosyaların beşte biri babalık tespiti

Biyoloji ihtisas Dairesi Başkanı ömer Müslümanoğlu, "Kimliklendirme, babalık tayini" ve "olay yerinden gelen örneklerin incelenmesi" gibi iki ana başlık altında DNA analizi yaptıklarını anlatıyor: "Bize gelen vakaların yüzde 20'sini nesep yani babalık tayini, geri kalan yüzde 80'ini ise olay yeri örnekleri oluşturuyor. Yani yaklaşık 2 bin 500 dosyanın 500'ü babalık tayini ile ilgili oluyor. Gelen örnekler suça göre değişiyor. Hırsızlıkta kan lekesi, cinsel saldırıda sperm ve tükürük lekesi gibi biyolojik numunelerin öncelikle kaynağını bulmaya çalışıyoruz."

Babalık testlerinde, çalıştıkları her materyal için 450 YTL'lik fatura kestiklerini söyleyen ömer Müslümanoğlu anne, baba, çocuk birlikte geldiğinde ise 1.350 YTL'ye DNA analizi yaptıklarını belirtiyor.


üstü ne kadar karalanırsa karalansın yazı okunur

Fizik ihtisas Dairesi Başkanı Adli Tıp Uzmanı Dr. çetin Seçkin silah, mermi, yazı, imza, fotoğraf gibi materyallerle ilgili incelemeler yaptıklarını belirtiyor. üzerinde oynanmış belgeleri, senet, çek ve sahte imzaları özel cihazlarla incelediklerini belirten çetin şunları söylüyor:

"Eğer bir imza karşılaştırıyorsak o kişinin olabildiğince geniş yelpazede yazı ve imzalarını inceliyoruz. Türk insanı genel olarak imza atmayı bilmiyor. Büyük şirketlerin başında olduğu halde imza atamayanlar var. Sadece O ya da U'dan oluşan bir imzayı incelemek çok zor oluyor. Bir yazının üzerini ne kadar karalarsanız karalayın altındaki yazıyı okuyoruz. En alttaki yazıyı okumak için, karalanmış yazının üstüne özel cihazlarımızda farklı frekans aralığında ışınlar gönderiyoruz. Farklı açılardan gönderilen ışığa mürekkeplerin verdiği tepki de farklıdır. ilerledikçe, altta kalan yazıları okuyoruz. Fotokopi senetlerle çok sık karşılaşıyoruz. Ayrıca fotokopi yöntemiyle imzayı çoğaltıp sahte belge düzenleyenler de var. imzanın fotokopi olduğunu rahatlıkla ortaya çıkarıyoruz.


Bir yılda 7 ton ********** incelendi

Kimya Yüksek Mühendisi Faruk Biçer'in başkanlığını yaptığı Kimya ihtisas Dairesi'nde 35 kimya mühendisi çalışıyor. 5 şubeden oluşan Kimya bölümünde, otopsilerden alınan materyaller taranıyor, ********** maddeler analiz ediliyor ve kan numunelerinden alkol tayinleri yapılıyor.
Narkotik Laboratuvarı'na geçen yıl 7 ton eroin getirildiğini belirten Adli Tıp Uzmanı Dr. Nilay Derman, son yıllarda ele geçirilen ********** miktarında büyük artış olduğuna dikkat çekiyor: "7 ton eroin, tam 70 milyon doz eder. Bu inanılmaz miktar gittikçe artıyor. üstelik sadece bizim laboratuvarımıza gelen miktar bu, polis ve jandarmanın kriminal laboratuvarına giden **********lar da var."

Nilay Derman, "çocuklar için en korkuncu ise LCD pulları ve sihirli mantarlar" diyor ve ekliyor: "Sihirli mantar, kullanan kişide görsel ve işitsel halüsinasyona yol açıyor. **********lar içinde en zararlıları olan bu ikisi, beyinde kesinlikle hasara neden oluyor. Bir kez kullanılmış olsa bile 5 yıl içinde kalıcı etkilere yol açabiliyor. Daha da tehlikelisi, LCD ve mantarı alan insanlar telkinlere açık oluyor. Ve bunun için tek kullanım yeterli. LCD pullarını, dil altına koyuyorlar, kulaklarına tutturup üzerine kocaman küpeler takıyorlar veya dövme gibi vücutlarına yapıştırıyorlar."

Hiç yorum yok: